Gökkuşağında renk körü,
gündüz gözü.
Gecenin görüneninde,
zifir önü.
Ellinin körü!
Elli kere kördü,
kördüğümdü gördüğü…
Ona öğretilen isimleri unutalı çok oldu.
Cümleler sözcüklere,
Sözcükler hecelere,
Heceler harflere döndü.
Harfler rabıtasız seslere.
Sahipsiz isimler dünyasında gördüğü
bir uğursuz kuru gürültü…
Ona öğretilen isimlere köreleli çok oldu.
O gelmeden gitmişti bazıları,
bazıları ona yetişemedi.
Bazıları kuşattı her yanını,
sıkıyor gırtlağını.
Kalabalık bir yalnızlıkta tanıyor artık,
Bir vefasız diyarı.
Ona öğretilen isimlere küseli çok oldu.
Bazısında söyleyen,
bazısında söylenen,
bazısında söylendiği yer gurbet.
Günlerinin içi almadı bazılarını,
kustu kaldırımlara gerisin geri.
Hafifleyen sokakların izlerini.
İsimkörü artık.
Meleklere isimleriyle,
eşyaya ağırlığıyla,
rüyalara halleriyle hitap edemiyor.
Artık o isimleri değil,
isimler onu sürüyor.
Dipsiz rüzgarlara katıp.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder