Türkiye’de
son beş yıldır, kentler çok ciddi terör saldırıları ile karşılaşmaya başladı.
Bu saldırıların konumu, etki alanı ve verdiği zarar da giderek artıyor.
Özellikle son altı ayda Başkent Ankara’da sırasıyla Gar’da, Devlet Mahallesinde
ve Güvenpark’ta gerçekleşen saldırılar toplumda çok ciddi bir güvenlik
bunalımının ortaya çıkmasına sebep oldu. Toplumun tüm kesimleri arasında bu
güvenlik zafiyetlerinin nasıl giderileceği ve terör olaylarına nasıl engel
olunacağı tartışılıyor. Tartışmalar genellikle Türkiye’nin uluslar arası
politikadaki hataları ve Ortadoğu’da gelinen nokta üzerinde ve beraberlik
söylemleri üzerinde yoğunlaşıyor. Oysaki karşı karşıya kalınan durumun önemli
bir kısmı güvenlik zafiyetleri ve istihbarat süreçleri ile yakından ilişkili
olsa da, gözden kaçan en az istihbarat kadar önemli bir kısmı da kent
merkezlerimizde ve kamusal alanlarımızdaki tasarım, düzenleme ve alınan
güvenlik önlemleri ile çok yakından ilgili olduğunu görmek gerekiyor.
Tüm
dünyada artan terör önlemleri ve yaygınlaşan düşük yoğunluklu savaş ortamları
sebebiyle kentlerin nasıl daha güvenli hale getirileceği önemli bir tartışma
konusu oluşturuyor. Bu anlamda “dayanıklı kent”, ya da “savunan kent”
kavramları kullanılmaktadır. Bu kavramlarla kentlerin içinde yaşayan insanları
iç ve dış tehditlerden koruyan önemli savunma ve koruma işlevlerini yerine
getirmeleri ifade edilmektedir. Çünkü ortaya çıkan yeni tehditler kentlerde
sadece kolluk kuvvetleri tarafından değil, kent yönetimleri tarafından da
alınması gereken bütüncül önlemleri gündeme getirmektedir. Özellikle kentlerde
kamusal alanların yeniden düzenlenmesi yoluyla güvenliğin arttırılması için
çaba harcanması önem kazanmaktadır.
Bu
açıdan dünyada kentlerin teröre karşı güvenli hale getirilmesinde uygulanan
“önleyici kent” yaklaşımlarının getirdiği beş ayrı uygulama stratejisi
bulunmaktadır. Bunlar:
- Örtülmüş Mekân: Kentteki kamusal mekânların ve toplanma alanlarının terör saldırılarının doğrudan hedef alınamayacağı şekilde görsel gizleme altına alınması.
- Kaygan Mekân: Kentteki kamusal mekânların dolaylı bir şekilde erişilebilecek biçimde tasarlanması.
- Pütürlü Mekân: Kentteki kamusal alanlarda patlama ve terör olaylarına karşı önleyici elemanlar yerleştirilmesi, denetim noktaları oluşturulması.
- Dikenli Mekân: Kentteki kamusal alanlarda terör davranışlarını zorlaştıracak şekilde kent mobilyalarının yeniden ele alınması
- Gergin Mekân: Kentteki kamusal alanların etkin gözetim araçlarıyla sürekli izlenmesi
Türkiye’de
kentlerde alınan güvenlik önlemleri daha çok “gergin mekân” stratejisine uygun
görünmektedir. Kentlerde kamusal mekânlarda kolluk güçlerinin ve güvenlik
kameralarının sayısı arttırılmaktadır. Ancak, yapılan araştırmalar, gözetime
dayalı olarak alınan önlemlerin kentlerde teröre karşı korkuyu azaltmamakta, bilakis
arttırmakta olduğunu göstermektedir. Esas olarak kentlerin teröre karşı daha
güvenli ve dayanıklı hale getirilmesi için kentsel tasarım ve planlama ile
yapısal önlemler alınması gerekmektedir.
Başkent
başta olmak üzere, Türkiye’de kentlerde son yirmi yılda yoğunlaşan iki
düzenleme biçimi ise bu önlemlerin tam tersine bir durum oluşturmaktadır.
Öncelikle kent merkezi ve kent merkezinde bulunan kamusal alanlar otomobil
odaklı bir ulaşım anlayışıyla transit trafiğe açılmıştır. Öyle ki, kent
merkezinde bulunan tüm kamu kurumları, alışveriş merkezleri ve kamusal alanlar,
bombalı araçların kolaylıkla erişebileceği bir hale gelmiştir. İkinci olarak,
da kent merkezlerinde bulunan kamusal alanların azaltılması ve var olanların da
tasarımlarında güvenlik unsurunun hiç dikkate alınmaması, olası terör
eylemlerinin etkisini arttırmaktadır. Yan yana, hiçbir tasarım ve güvenlik
önlemi alınmamış toplu taşım durakları, kapasitesi üzerinde kullanılan bekleme
alanları, terör olaylarında zarar gören insan sayısının ne yazık ki artmasına
sebep olmaktadır.
Terör
olaylarının şok etkisi geçtikten sonra bu sebeple, akılcı biçimde Türkiye’de
üzerinde düşünülmesi gereken en önemli konular ve yapılması gerekenler şu
şekilde sıralanabilir. Bu şekilde, terör olaylarının daha fazla kayba sebep
olmasının önüne geçilmesi için daha etkin önlemler alınmış olacaktır:
- Devletin üst düzeyinde güvenlik için oluşturulan kriz masalarında kentlerin durumu da mutlaka ele alınmalıdır.
- Kent yönetimleri, bu konuda bilinçlenmeli, üniversitelerle ve sivil toplum örgütleriyle işbirliğine giderek kentlerin güvenli tasarımı konusunda birer eylem planı oluşturmalıdır.
- Kent merkezindeki yoğun kullanımlar ve aşırı yoğun toplu taşım aktarım istasyonları dağıtılmalı, daha yaygın bir ağa dönüştürülmelidir.
- Kent merkezleri aşırı yoğun transit trafiğe kapatılmalı, yaygın yayalaştırma çalışmaları yapılarak yaya bölgelerinin sayısı ve kapsamı genişletilmelidir.
- Kent merkezlerinde terör olaylarının olası etkilerini azaltacak kentsel tasarım uygulamaları yapılmalıdır.
- Kentsel kamusal alanlara terör olayları öncesi ve sonrasında acil durum ekiplerinin erişimini kolaylaştıracak, yurttaşların tahliyesini sorunsuz sağlayacak koridorlar oluşturulmalıdır.
Bu tür yaklaşımların her bir kent özelinde tartışılabilmesi ve temel hak ve özgürlüklerin demokratik bir şekilde savunumunu engellemeden kentlerin terör olaylarına karşı dayanıklı hale getirilmesinde yerel yönetimler düzeyinde farkındalığın arttırılması büyük önem taşıyor. Yerel yönetimlerin üniter düzenin sınırları dahilinde kentsel alt ve üst yapı bağlamında terörle mücadele konusunda alabilecekleri ciddi önlemler olduğu unutulmamalı. Bu tür bir farkındalığın olmaması ya da terörle mücadele konusunda merkezi ve yerel yönetimler arasında anlamlı bir görev dağılımının olmaması belki de terörün kendisinden daha çok korkmamız gereken bir zaafiyet oluşturuyor.
2 yorum:
Hocam elinize saglik. Ama dorduncu oneriyi tam oturtamadim. Yaya bolgelerinin yayginlastirilmasindan bahsetmissiniz. Daha cok yayanin oldugu yere saldiri olmaz mi?
Yaya kent merkezlerinde her zaman olacaktır. Mesele yayaların daha az zarar görecekleri bir düzen içinde tutulmaları. Yayalaştırma yayaların mekan içerisinde dağılmalarını sağlar, bombalı araçlar gibi çok zarar verecek saldırıların sayısını azaltır, ayrıca kentsel tasarımla alınacak önlemlerle saldırıların etkilerini azaltacak önlemler alınabilir.
Yorum Gönder