Kentler demokrasinin beşiği
olarak adlandırılırlar. Bunun sebebi kentlerde demokratik hak taleplerinin dile
getirilebilmesi için uygun koşulların bulunmasıdır. Kuşkusuz, bu koşulların
yaşamasında ve gelişmesinde kentlerdeki fiziksel düzenlemelerin yadsınamaz payı
vardır. Kentler demokrasi için gerekli altyapıyı sağlar. Kent planlarının
farklı toplumsal kesimlerin bir araya gelmesini sağlayacak biçimde yapılmaları
ve uygulanmaları demokrasi kültürünün gelişmesi için çok önemlidir. Çağdaş
planlama yaklaşımlarının önemlice bir kısmı bu sorunu odak alırlar. Eğer
kentler farklı toplumsal kesimlerin ayrışması ve kendi köşelerine çekilmesi
için planlanır ve düzenlenirlerse, farklı toplum kesimleri gündelik yaşamda
karşılaşmaz olur. Karşılaşmalar azaldıkça sorunlar azalıyor gibi görünse de
aslında tolerans, hoşgörü ve uzlaşma kültürü geriler. Tepkiler marjinalleşir ve
kolluk kuvvetleri tarafından baskı altına alınır. Sözün özü, kent planlaması
çağdaşlıktan uzaklaştıkça kentlerin demokratik altyapısı geriye gider.
Öğrenci Kolektiflerinin Tepkisi Kentlerdeki Gündelik Yaşama!
Üniversitelerde hem iktidarın hem
de muhalefetin öğrencilerin “yumurtalı” tepkisi ile karşılaşması bu sorunla
doğrudan ilişkilidir. “Bu öğrencilere neler oluyor” sorusu ile, hayretle
karışık kuşku ile karşılanan öğrenci kolektifleri de bu durumun habercisi
gibidir. Kolektiflerin tepki verdikleri şeylere ve örgütlenme biçimlerine
bakıldığında bu açıkça görülüyor. Daha çok ulaşım, barınma, kentsel hizmetler
gibi kentlerdeki gündelik yaşamın sorunları ile ilgileniyorlar ve internet
üzerinden örgütleniyorlar. Sol siyaset ile doğrudan ya da dolaylı ilişkileri
olsa da sayıları on milyonları bulan gençlerin sıkışmışlığını temsil ediyorlar.
Demokratik altyapısı gerileyen kentlerde gündelik yaşamın işgaline karşı ancak kendi
çaplarında marjinal tepki verebiliyorlar ve kentsel mekanda değil ama belki
ancak sanal dünyada örgütlenebiliyorlar.
Meydanlar Yok Oluyor Demokrasi Geriliyor!
Kentlerdeki demokrasi
altyapısının en önemli unsurları farklı toplumsal grupların bir araya
geldikleri, sosyalleştikleri, gerek gördüklerinde demokratik hak taleplerini
meşru şekillerde dile getirdikleri açık alanlardır. Parklar, yeşil alanlar ve
özellikle meydanlar bu anlamda çok önemli bir işlevi yerine getirirler. Yayalık
bu süreçte çok önemlidir. Demokratik hak talepleri yaya olarak dile getirilir. Şoför
mahallinden demokrasi kültürünü geliştirmek ham bir hayalden ibarettir.
Ancak son yıllarda meydanlar
taşıt trafiğinin ya da ticarileşmenin tehdidi altında yok olmaktadır. Yeni
yapılan meydan sayısı yok denecek kadar azdır ve içinde bir alışveriş merkezi
yoksa inşa edilmemektedirler. Var olanlar da artık birer taşıt kavşağına
dönüşmüştür. Demokratik hak talepleri yok olan meydan ve yaya alanları yerine
taşıt yollarında dile getirilmeye çalışılınca kentsel gerilimler artmakta,
zaten karşılaşmayan kentsel toplumsal kesimler birbirlerine diş bilemeye
başlamaktadır. Meydanlar azalınca ya da yok olunca, kentteki yurttaşların
yerini taşıtlar alınca, kentlerdeki gündelik yaşamın demokratik pratikleri de
ortadan kalkıyor.
Kent Merkezleri Çöküyor Demokrasi Geriliyor!
Kentlerdeki demokrasi
altyapısının diğer bir önemli unsuru kent merkezleridir. Kent merkezleri farklı
fikirlerin ve toplumsal grupların sanat, bilim ve diğer düşünsel etkinlikler
yoluyla bir araya geldikleri, demokrasi kültürünün olgunlaştığı yerlerdir. Kent
merkezi canlı ve yaşayan kentlerde demokrasi kültürü de güçlüdür. Ancak son
yıllarda özellikle alışveriş merkezlerinin sayılarının artması ve yerel
yönetimlerin ilgisizlikleri sebebiyle kent merkezleri çöküntüleşmektedir.
Özellikle orta ve üst gelir grupları artık kent merkezlerini daha az kullanmaktadır.
Bunun sonucunda kent merkezleri demokrasi atyapısını destekleme niteliklerini
yitirmektedirler.
İçi Boş Yeni Altyapı: Alışveriş Merkezi, Toplu Konut Blokları ve Alt
Üst Geçitler
Kentlerin demokratik altyapısının
en önemli unsurları olan mahalleler, kent merkezleri ve meydanlar ortadan
kalkarken son on yılın yeni kent altyapısı çıkıyor. Bu altyapı kentlerin demokrasi
kültürüne katkıları yok denecek kadar az olan konut blokları, alışveriş
merkezleri ve taşıt yollarından oluşmaktadır.
İktidarın son yıllarda her kentte
açılışını yaptığı bir üçlüdür bunlar: TOKİ blokları, alışveriş merkezleri ve katlı
kavşaklar. Büyük yatırımlar ve bir altyapı hamlesidir bir yandan. Ancak,
bölünmüşlüğün altyapısı oluşurken kentlerin demokratik altyapısı sönmektedir. İleri
demokrasi iddiası - başka bir çok şeyin yanında - kentlerin yapısındaki
müdahalelerle de yalanlanmaktadır.
Kentlerdeki gerileyen demokrasi
altyapısını yeniden diriltmek için belli önlemlerin alınması gerekmektedir: Kent
merkezlerini canlandıracak yeni stratejiler uygulanmalı, kent merkezleri
taşıtların transit geçtiği otobanlar olmaktan çıkarılmalıdır. Kent
merkezlerinde yayalık ve toplu taşım olanakları güçlendirilmeli, kentte taşıt
kavşağı olan ya da başka amaçlarla kullanılan meydanlar boşaltılarak meydan
vasıflarına yeniden kavuşturulmalıdırlar. Kent içinde demokratik hak
taleplerine uygun biçimde düzenlenmiş açık alanların ve meydanların sayısı
arttırılmalıdır. Bu önlemlerin alınması sadece kentlerdeki demokrasi
altyapısının güçlendirilmesi için değil kentsel yaşam kalitesinin artması, kent
güvenliğinin insan haklarına uygun biçimde sağlanması ve yaşanabilir kentlerin
oluşması için de önemlidir. Aksi halde kentlerdeki demokrasi altyapısı
gerilerken ortaya bir yumurta demokrasisi çıkacaktır. O da kaçınılmaz biçimde
kırılgandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder