Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

15 Kasım 2012 Perşembe

OLİMPOS




Gençlik ateşi yaşlıların uyarılarını ve efsaneleri yendi, sabaha karşı yola çıktı. Duvardaki bir gedikten Tanrılar Şehrine girdi. İskeletlerin arasından geçerken ‘Tanrı Ares’in savaş alanında olmalıyım’ diye düşündü. Kapkara, dümdüz yolları geçti, sayısız ışıltılı yapı gördü. Renkli giysiler içinde Afrodit ve Apollon heykelleriyle dolu dev cam binaları gezdi. Her yer babasından öğrendiği harflerle “satılık” yazan dev levhalarla doluydu. Bu sözcüğü bilmiyordu. Akşama doğru güneşe kadar yükselen, Zeus’un elmas tapınağını buldu. Tapınağın girişindeki sunağa yaklaştı. Birden Afrodit garip kıyafetler içinde önünde belirdi. Korkup saklandı. Büyüydü bu. Afrodit “Elmas kulelerine hoş geldiniz. Ofisiniz için tam otomatik akıllı bina sistemleri. Sizi, sizden önce düşünürüz” dedi. Nereye gittiğini bilmeden koştu. Alçak duvarlarla çevrili yüzlerce odadan geçti. Siyah bir camın önünden geçerken Athena belirdi. Üzgündü. “Olimpos Şirketinin dünyanın tüm şehirlerinde başlattığı tanrılar şehri projeleri için şehirlerin dışına taşınan milyonlarca insan robot polislerle çarpışıyor. Robotlar gerekirse biyolojik silah kullanma emri aldı. Emlak fiyatları dipte. İnsanlık tarihinin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıyayız” dedi. Hiçbir şey anlamamıştı. Yaşlılar haklıydı. Tanrılar onları terk etmişti. Karanlığa aldırmadan kaçtı, kabilesine döndü.