Türkiye’de
son on yılda kamu yönetiminde en önemli değişikliklerden bazıları stratejik
yönetim, bütçe ve bütçenin kullanımı konularında gerçekleştirildi. Özellikle
2001 ekonomik krizi sonrası kurulan ve AB uyum yasaları çerçevesinde
şekillendirilen kanunlarla birlikte kamu yönetiminde işleyişe mali disiplin,
stratejik planlama ve katılımcılık ilkeleri dahil edilmeye çalışıldı. Özellikle
5018 Sayılı “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu”nun yürürlüğe girmesi ile
birlikte tüm kamu kurum ve kuruluşlarında stratejik plan dahilinde iş yapılmaya
başlandı. Buna göre kurumlar stratejik plan yapacak, stratejik planda yer
vermedikleri harcamaları yapamayacak, yaptıkları harcamaların da performansını
ölçeceklerdi. Teoride kulağa hoş gelen bu uygulamanın gerçek hayata ne kadar
geçtiği, getirdikleri kadar götürdükleri de tartışmalıdır. Ancak, bu
uygulamayla ilgili daha da önemli sorunların Bütünşehir Kanunu sonrasında
yapılan yerel seçimlerin ardından ortaya çıkabileceği görülmektedir.
Bu
uygulamaya göre düzenlenen 5393 Sayılı Belediye Kanununun 41. Maddesine göre “Belediye başkanı, mahallî idareler genel
seçimlerinden itibaren altı ay içinde; kalkınma plânı ve programı ile varsa
bölge plânına uygun olarak stratejik plân ve ilgili olduğu yıl başından
önce de yıllık performans programı hazırlayıp belediye meclisine sunar.
Stratejik plân, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil
toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanır ve belediye meclisi
tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girer. Nüfusu 50.000'in altında
olan belediyelerde stratejik plân yapılması zorunlu değildir. Stratejik plân ve
performans programı bütçenin hazırlanmasına esas teşkil eder ve belediye
meclisinde bütçeden önce görüşülerek kabul edilir.” Denilmektedir. Nüfusu
elli binin üzerindeki tüm belediyeler, başta büyükşehir belediyesi yerel
seçimlerden sonra altı ay içerisinde bütçelerine esas olacak, mevcut planlarla
uyumlu bir stratejik planı katılımcı yöntemlerle hazırlamak zorundadır. Bu
maddenin uygulanmasında birçok sorunla karşılaşılacağı açıktır.
Belediyelerde Yumurta
Kapıyı Çalınca Planlaması
Yerel
seçimlerin üzerinden yaklaşık 3 aylık bir zaman dilim geçti. Bu süre
belediyeler için bir alışma ve adaptasyon devresi olarak değerlendirildi. Yeni
seçilen belediye başkanları kadro oluşturma, bilgi alma, belediyeyi ve hizmet
alanını değerlendirme ile uğraştılar. Zamanın büyük bir kısmı da tebrik
ziyaretleri ve görüşmelerle geçirildi. Geriye stratejik plan hazırlanması için
sadece 3 aylık bir zaman kaldı. Bu sürede de belediyelerin stratejik plan
yapmak zorunda olduklarını hatırlamaları, diğer öncelikler arasında yer
vermeleri oldukça düşük bir olasılık gibi görünüyor. Yüksek olasılıkla
belediyeler altı ay dolmadan bir stratejik plan yapmak için ya eski planları
yüzeysel biçimde gözden geçirecekler ya da son dakikada birkaç göstermelik
toplantı düzenleyerek plan yapmaya çalıştıklarını göstermeye çalışacaklar. Bu
konudaki yasal düzenlemenin gözden geçirilmesinin gerektiği açık olmakla
birlikte, var olan yasal düzenlemeye göre ortaya çıkabilecek sorunların gözden
geçirilmesi gerekmekte.
Yumurta Kapıyı
Çalınca Yapılacak Stratejik Planların Zararları Neler?
Yasak
savmak babından son dakikada yapılacak stratejik planların belediyelerin
sonuçları neredeyse tüm bir hizmet dönemini etkileyecek sorunlar yarattığı
görülmektedir:
- Belediyenin hizmet verdiği alan ve vatandaşların değişen ihtiyaç ve talepleri doğru bir şekilde analiz edilmeden stratejik plan yapıldığı için yapılan stratejik planlar vatandaşların ihtiyaç ve taleplerini yansıtmamaktadır.
- Stratejik planlarda beldenin gelecekteki vizyonuna ilişkin çalışmaların yapılması için yeterli zaman bulunmadığından belli bir ufuktan yoksun plan hedefleri belirlenmektedir.
- Stratejik planda değişen idari sınırlar ve bunun gibi unsurlar hakkıyla dikkate alınamadığından dönem içerisinde hizmette aksaklıklar ortaya çıkmaktadır.
- Bütçe olanakları dikkate alınmadan plan yapılma olasılığı artmakta, fiilen uygulanamayacak planlar ortaya çıkmaktadır.
- Vakit darlığından vasat stratejik planlar yapılmakta bu da yapılmak istenen bazı hizmetlerin bütçe karşılıkları geç oluşmaktadır.
- Stratejik planlar yapılırken imar planları ve diğer dikkate alınması gereken bölge kalkınma planları gibi planlar göz ardı edilmektedir.
- Planlamada performans hedefleri doğru koyulamamakta, hizmet dönemi içerisinde yapılan hizmetlerin stratejik plana uygunsuzluğu ortaya çıkmakta ve usulsüzlük olarak algılanmaktadır.
- Planların yapımında gerçekleştirilmesi beklenen katılımcılık rafa kaldırılmakta, bu da daha başlangıçta belediyeler ile üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları arasında soğukluk ve mesafe oluşmasına sebep olmaktadır.
- Farklı belediyeler birbirlerinden habersiz olarak stratejik planlar hazırlamakta, bazı alanlarda birbirleriyle çelişen ve birbirlerini etkisiz kılan hizmet politikaları ortaya çıkmaktadır.
- Belediyelerin birbiriyle uyumlu olması gereken imar planları, stratejik planları ve yatırım kararları arasında ciddi kopukluklar oluşmaktadır. Bu de belediye hizmetlerinin uyumsuzluklarına sebep olmaktadır.
- Herşeyden öte bu kadar kısa zamanda yapılan plan beş yıllık bir süreyi kapsamaktadır. Yapılacak bir tek hatanın telafisi çok zor olabilmektedir.
Stratejik
Planlamada Yeni Sorun: Bütünşehir
Stratejik
planlamadaki bu sorunlu durum bir de Bütünşehir Yasasının yürürlüğe girmesi ile
daha da katmerli hale gelmiştir. Yapılacak yeni stratejik planda genişleyen
büyükşehir ve ilçe belediyesi sınırlarının, mahalleye dönüşen köylerin ve
kırsal alanların ihtiyaçlarının dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, bu kadar
kısa sürede bu ihtiyaç tespitlerinin doğru bir şekilde yapılması çok zor
görünmektedir. Eski planların revize edilerek yola devam edilmesi halinde ise
birçok alanda hizmette aksamaların ortaya çıkabileceği görülmektedir. Bu
hataların düzeltilmesi ilk stratejik planda yapılan hatalar sonrasında giderek
daha da zorlaşacaktır. Ayrıca, büyükşehir sınırlarına giren ve stratejik
planlarını bu yeni duruma göre güncellemek zorunda bulunan ilçe belediyeleri
için de sıkıntılı durumlar ortaya çıkacaktır. Çünkü büyükşehir sınırlarına
dahil olduktan sonra yetki ve sorumluluklarda değişiklikler olacaktır. Örneğin,
eski stratejik planında tüm yollar için hedefler koyan ilçe belediyeleri yeni
planlarında caddeleri dışarıda bırakmak zorunda kalacaktır. Çünkü Büyükşehir
Belediyesi kanununa göre caddelere ait tüm yetkiler Büyükşehir Belediyesine
aittir.
Stratejik
Tehlikeye Karşı Çözüm Önerisi: Katılımcı Stratejik Planlama Koordinasyonu
Stratejik
planlama, kamu kurumlarının ve başta belediyelerin iş yapma biçimlerini
katılımcı ve mali disipline bağlı hale getirmek için atılmış önemli adımlardan
birisidir. Ancak, belediyelerin yerel seçimlerin hemen sonrasında stratejik
planlarını çok dar bir zamanda yapmalarına ilişkin gerçekçi olmayan bu
düzenleme belediyelerin hizmet kalitelerinin düşmesine sebep olmaktadır. Yeni
büyükşehir belediyesi sonrası belediye sınırlarının genişlemesi ve il
sınırlarına yayılması da bu durumu daha da riskli hale getirmektedir. Hizmette
eşgüdüm ve birlik sağlanması için bir yandan stratejik planların katılımcı
süreçlerle elde edilebilmesi için aşağıdan yukarıya, mahalle ölçeğinden
başlayan bir katılımcılık örgütlenmelidir. Öte yandan, Büyükşehir Belediyesine
bağlı ilçe belediyelerinin stratejik planlarının eşgüdüm içinde ve belli bir standartta
gerçekleştirilmesi için Büyükşehir Belediyesi yönetiminde bir koordinasyon
oluşturulması önem taşımaktadır. Ancak, bu koordinasyonun ilçe belediyelerinin
karar içeriklerini değil planların eşgüdümünü hedeflemesi önemlidir. Bu
şekilde, ilçe belediyelerinin bütçelerinin Büyükşehir Belediye meclisinde
onaylanmasına ilişkin süreçlerde yaşanan sıkıntıların da önüne
geçilebilecektir. Aksi takdirde önümüzdeki dönemde belediye görevlilerinin
görev yapmasında ve belediye hizmetlerinin sağlanmasında ciddi sıkıntılar
yaşanması olasılığı bulunmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder